Kozmik Radyo & Haber

Dünya değişiyor, gazetecilik evriliyor!..

Dünya değişiyor, gazetecilik evriliyor!..
Hülya EKMEKÇİ( [email protected] )
658 views
09 Temmuz 2020 - 13:19

Dünya değişiyor, gazetecilik evriliyor!..

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya ile canlı bir sohbet gerçekleştirdik. Konumuz değişen dünya ve evrilen yayıncılık üzerineydi..
Murat Yıldız, Başkan ve ben iğneyi kendimize batırarak başladık ve bundan sonra neler olur, ne yapmak gerekir, biz hangi potada durmak zorundayız gibi cevap arayan soruları masaya yatırdık..
Kozmik Radyo’da konuştuklarımızdan yola çıkarak ve Salim Büyükkaya’nın “Tehdit ve şantaj yaparak baskı oluşturan tetikçi gazeteci ya da padişahım çok yaşa diyerek kusurları örten yalaka gazeteciler kadar bunlara müsamaha gösteren kollayan ve destek verenler de o derece kusurludur, o derece kusurludur” sözlerinden esinlendim..
Malum; Gazetelerin patronu olur ama gazetecinin patronu olmaz..
Bu cümle son yıllarda beylik bir laf olarak kaldı.
“Eline fotoğraf makinesi alan herkes gazeteci” oldu diye yaygara koparanlara soruyorum;
Sermayeyi bulan, güç zehirlenmesi yaşayan, çalışanlarına maaş vermekten aciz patronlar olmadı mı?..
Adana’da gazetelerde çayı sayıyla vermediler mi?..
Devlet eliyle önüne gelene gazete açtırmadılar mı?..
Gazetesi olanların ikinci gazetesine izin vermediler mi?..

Yayın kuruluşları, dernekler ve hareketler, bütünleyici, birleştirici rol oynaması gerekirken, bölücülük, ayrımcılık yarattılar..
Sayıları çoğaldıkça örgütlenmek yerine bölündüler..

Eline bir kırık kalem veya yazı makinesi geçiren birçok kişiler kendini gazeteci, ya da yazar ilân etmedi mi?.. Bunların birçoklarının gazetecilik ve basın yayın kuralları üzerine hiçbir bilgi ve tecrübeleri olmadiği gibi, insan hayatindaki gerekli olan genelahlâk ve kültürden de yoksun olduklarına tanıklık etmedik mi?..

Oysa basın herşeyden önce bir bilgi, ahlâk ve kültür işidir. Gazete çikaran kişi, keskin bir zekâya, saygın bir ahlâka ve geniş bir kültüre, herşeyden önce de Türkçe’yi mükemmel kullanması gerekir…
Aynı şekilde sosyal medya yayıncılığı, radyo ve televizyon da bütün bunları kapsar. Üstelik sesli ve görüntülü yayıncılık hata kaldırmaz..

Gazete çıkaran kişinin sosyal bir vasıfa, güçlü bir kişiliğe ve de yazı yazma kabiliyetine malik olması gerekir. Gazete çıkaran kişinin geniş bir çevresi, her yerde gözü kulağı ve içinde mesleği, dili, milleti, vatanı için volkanlar gibi kükreyen ateş dolu bir yüreği olması gerekir…

Eline okul kitapları dışında kitap almamış kişilerin yönlendirici etkisinden bahsedilemez bile..

Gazeteci, sürekli okuyan, araştıran, kendi kendini devamli eğiten ve yetiştiren, tazeleyen, kafasını sürekli dolduran ve bunların en yararlı olanlarını yeri geldikçe süzgeçten geçirerek sonuçlar çıkaran insan demektir.

Gazeteci, daima yeni keşifler yapan, yenilikler yaratan, bir beyin sahibidir…

Çünkü gazeteci her kesimden değisik fikirde olan yediden yetmişe, yaşlı genç herkese hitap eder..

Gerçek gazeteci, yazı yazarken, haber paylaşırken ya da radyo proğramında ya da televizyonda;
Asla adaletsizlik yapmaz, taraf tutmaz, şahıslara kir atmaz, toplumun huzurunu, kişilerin haklarını korur, topluma nefret duymaz, sevgisini eksiltmez, okuyucusunun hizmetinde olduğu gerçeğinden sapmaz..

Gazeteci bahsettiği olay ile okuyucuların arasına kendisini koymaz, yazılarında asla kendinden bahsetmez.Birini kollamak adına başkalarına saldırıya geçmez, siyasileri kollamak adına meslektaşlarını ispiyonlamaz..
Gazeteler dünyanın ve olayların aynalarıdır. Gazetecilik en yüksek düzeyde bir edebi sanat biçimdir. Dünyada birçok örneği vardır;
En çok satan kitapların yazarları gazetecilerdir.

Medya sektöründe yer alan geçinen bazı kişilerin, bir yayıncıda olması gereken en ilkel vasıflardan bile mahrum olduklari açıkça görülmektedir.

Maalesef basın camiamızın ciddi bir eğitime, kültüre, saygıya kısacası iyi bir ahlâka ihtiyacı var. Karşılıklı anlayış, saygi ve yardımlaşma imkanlarına ihtiyacı var. Bu gerçekler geçerlilik kazanmadıkça böyle bir basınla Türk toplumu olarak hiç bir yere varamayız.

Lokantacıların, fırıncıların, yastık yorgancıların, turizm ve emlâkcıların, kağıt satanların, tefecilik yapanların, “Biz gazeteciliği biliyoruz” diyerek çıkardıkları paçavralarla toplumu parçalamalarına ve gerçek gazetecileri aşağılamalarına artık müsaade edilmemeli ve bir son vermeliyiz..
Bunun yolu güç zehirlenmesine” kapılmadan yayıncılık yapmaktan ve örgütlenmekten geçer..

Tük toplumunun geleceği ve gerçek çıkarları için gerçek aydınlara, gazetecilere ve yayıncılara çağrı yapıyorum;

Evrilen ve teknolojiye geçen dünyada yer alın..
Ve son söz;
Bugün uğruna yayın organınızı bağladığınız herkes günü gelince gidecek. Siz de birlikte gitmek istemiyorsanız yayınlarınızı kişiler için değil, toplum için yapın..

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.