Kozmik Radyo & Haber

Hangi Demokrasi?..

Hangi Demokrasi?..
Hülya EKMEKÇİ( [email protected] )
754 views
13 Temmuz 2020 - 17:28

Türkiye’de “demokrasi” denildiğinde iktidarlar “milli irade” ve “sandık” kavramını, muhalifler ise “özgürlük” kavramını öne çıkarırlar…

Doğru ama sistematik olmayan bu kavramlar yüzünden kavgalar sürer, gider..

Birinin özgürlüğünün başladığı yerde diğerininki biter. Yine aynı şekilde siyasi ve bürokratik anlamda da aynı durum vardır. Mesela halk oy vererek yetkisini bir siyasi kadroya ‘delege etmiş’ oluyor. İktidardakiler de halkın delegesi gibi davranıyor, yani kendi “İstedikleri gibi…”

Ülkede Demokratik bir siyasal düzenin yerleştirilmesini hedefleyen eğilim de kendi içinde ikiye ayrılıyor.  Biri “Batılı standartlara” uygun bir demokratik sistemin Türkiye’de de kurumsallaşması gerektiğini ileri sürüyor ve Türkiye’nin başta Avrupa olmak üzere, “çağdaş dünya” ile olan ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturmasını zorunluluk olarak görüyor..

Türkiye’nin demokratikleşmesini hedefleyen ana eğilim içinde yer alan ikinci bir yönelim ise, demokratikleşmeyi doğrudan evrensel siyasal etiğin ve bu etik içinde yer alan ilkelerin Türkiye’de de daha insanca, daha hakça bir siyasal ve ekonomik düzen oluşturmanın bir gereği olarak yaşama geçirilmesini talep ediyor..

Böyle bakınca herkesin aynı şeyi istediğini anlıyoruz ama aslı bu değil..

 Demokrasi anlayışı herkes için farklı!..

Hangi Demokrasi diye sorarak yazıma başlama sebebim alternatif BARO ve 15 Temmuz Bayramı(!)..

Zorunluluk olarak alınan kararların toplumun dezavantajlı, baskı altında tutulan kesimlerine siyasal bir dayatma olarak görüyoruz..

Şimdi bakıyorum, daha düne kadar 15 Temmuz için konuşanlar, bugün çark etmiş ve tam da dayatılan ve istenilen gibi davranış sergilemeye başlamış. Üstelik buna ana muhalefet partisinin belediye başkanları da dahil olmuş..

Daha düne kadar BARO konusunda tepki koyan avukatların yarın alternatif sunulduğunda ne yapacağını hep birlikte göreceğiz..

Bu süreç, “Beğenmedim” “Yenisini kurun” alışkanlığına doğru sürüklenirse STK’larda büyük bir dönüşüm yaşanır. Muhalif STK’larda bölünme başlar ve süreç böyle uzar gider..

Bugün baş kaldıranlar yarın alkış tutmaya başlarsa hiç şaşırmayın..

Türkiye’de uzunca bir süredir yaşanmakta olan insan hakları ihlâllerine duyarlı, mevcut düzenden rahatsız, ekonomik ve siyasal düzenden zarar görmüş insanların taleplerine cevap veremeyen erkin Demokrasi söylemi ne kadar inandırıcı olur?..

 Maalesef devletle toplum arasındaki ilişkilerdeki yozlaşma siyasal kaygılarla perdelenerek, kısıtlanıyor ve otoriteyi açığa çıkararak baskı yapıyor..

Alternatif BARO tartışması bitti, 15 Temmuz dayatması var..

Ve elbette belli kesime kendini ispatlamak isteyen siyasi erkin “Ayasofya” gündemi var..

Ve şu anda en önemlisi “Kıdem Tazminatları” ile ilgili ciddi bir ihlal var..

İşsizlik almış başını gidiyor, enflasyon hortlamış, veriler gerçeği yansıtmıyor, vatandaşın doğru haber alması engelleniyor o da yetmiyor yalan “Demokrasi” adı altında sunuluyor..

Toplum “Padişahım çok yaşa” diye alkış tutuyor ama birileri çıkıp “Mağrurlanma senden büyük Allah var” diyemiyor..

Hal böyle olunca da bize “Hangi Demokrasi?” diye sormak kalıyor!..

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.