Din İşleri Yüksek Kurulu, Ayasofya’daki fresk ve mozaiklerin varlığının namazın sıhhati açısından engel teşkil etmediğini söyledi; ancak Müslümanların namazlarını huşü içerisinde eda etmelerini sağlamak için resimlerin perdelenmesi veya karartılması gerektiğini belirtti.

Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi sonrası kilise olduğu dönemlerden kalma resimler tartışma konusu olurken Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan konuyla ilgili açıklama geldi. Kurul’dan yapılan açıklamada, ” Ayasofya Camii’nde bulunan resimler, burada kılınacak namazların sıhhatine engel değildir. Bununla birlikte Müslümanların namazlarını huşü içerisinde eda etmelerini sağlamak için uygun yöntemler kullanılmak suretiyle namaz vakitlerinde söz konusu resimler perdelenmeli veya karartılmalıdır.” dedi.Kurul’dan yapılan açıklamada ayrıca caminin ibadet saatleri dışında ziyarete açık tutulmasında dini açıdan herhangi bir engel bulunmadığı belirtildi.Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan yapılan açıklama şu şekilde:”Ayasofya Camii’nde bulunan resimler, namazların sıhhatine engel değildir. Müslümanların namazlarını huşû içerisinde eda etmeleri için uygun yöntemler kullanılmak suretiyle namaz vakitlerinde söz konusu resimler perdelenmeli veya karartılmalıdır” denilen açıklamada, ayrıca, “İnsanlığın kültürel birikimi ve tarihsel mirası açısından büyük bir değeri haiz bulunan Ayasofya Camii’nin ibadet vakitleri dışında ziyarete açık tutulmasında dini açıdan herhangi bir engel bulunmamaktadır” ifadeleri kullanıldı.Türkiye Cumhuriyeti Danıştay Onuncu Daire Başkanlığının 2020/2595 nolu Kararının ardından Cumhurbaşkanlığının 2729 nolu Kararıyla Ayasofya’nın yeniden cami statüsüne alınarak Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmesiyle birlikte kamuoyunda gündeme gelen bazı sorular üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu 13.07.2020 tarihinde toplanarak konuyu değerlendirmiştir. Buna göre;

“AYASOFYA’NIN CAMİ OLMASI HUKUKUN GEREĞİDİR”

İstanbul’un fethiyle birlikte Fatih Sultan Mehmed tarafından ebedî olarak camiye dönüştürülerek vakıf haline getirilen Ayasofya, İstanbul’un en kadim camilerinden biridir.Hz. Peygamber’in müjdelediği İstanbul fethinin sembolü haline gelen Ayasofya’nın vakıf senedinde geçtiği üzere var olan cami niteliğinin tekrar kazandırılarak yeniden ibadete açılması hukukun bir gereğidir.Ayasofya-yı Kebir Camii Şerifi’nin yeniden ibadete açılması yönündeki büyük özlemin gerçekleşmesi milletimizde ve tüm İslam dünyasında coşkulu bir heyecan ve sevinç meydana getirmiştir. Bu uğurda emeği olanları bütün Müslümanlar daima minnet, şükran ve dualarla yâd edecektir.

“RESİMLER PERDELENMELİ VE KARARTILMALIDIR”

Ayasofya Camii’nde bulunan resimler, burada kılınacak namazların sıhhatine engel değildir. Bununla birlikte Müslümanların namazlarını huşû içerisinde eda etmelerini sağlamak için uygun yöntemler kullanılmak suretiyle namaz vakitlerinde söz konusu resimler perdelenmeli veya karartılmalıdır.İnsanlığın kültürel birikimi ve tarihsel mirası açısından büyük bir değeri haiz bulunan Ayasofya Camii’nin ibadet vakitleri dışında ziyarete açık tutulmasında dini açıdan herhangi bir engel bulunmamaktadır.Ziyaretçilerin cami adabına riayet etmeleri ve mabedin mehabetine uygun davranmaları konusunda gerekli tedbirler alınmalıdır.İslam dini camilerin maddî-manevi imar ve ihyasını tüm Müslümanlara bir vazife olarak yüklemiştir (Tevbe, 9/18). Mabedlerin maddi imarı; yapımı, tamiri ve temizliğinin temini iken manevi ihyası ise Allah’ın evi olduğu bilinciyle orada sadece Allah’a ibadet edilmesi (Cin, 72/18), camilerin cemaatle doldurulması ve toplumsal fonksiyonlarının canlı tutulmasıyla mümkündür. Bu itibarla ecdadımızın bize miras bıraktığı Ayasofya-yı Kebir Camii Şerifi’ni, diğer camiler gibi maddi ve manevi yönden ihya etmek tüm Müslümanların ortak görevidir.”