Keşke eskiden olduğu gibi sanayi ve tarımla anılsaydık. Zenginliğimizle hava atıp, Yeşilçam filmlerine konu olsaydık..

Eskidendi..

Şimdi herkes her şeyin ne olduğunu biliyor ama susuyor..

Adana’nın, Türkiye ile birlikte, ekonomik ve sosyal olarak çöken şehirlerin en başında gelmesi ile gayri meşruluk, hukuksuzluk aldı başını gitti..

Adana Sedat Peker’in diline düşmesiyle birlikte yeniden gündeme oturdu.

Sedat Peker ilk iddiasında Adana’nın uyuşturucu trafiğinde Türkiye’nin ikinci büyük şehri olduğunu iddia ediyor. Biz doğru olduğunu biliyoruz. Zaten başka biri çıkıp da aksini söyleyemiyor..

Her yıl artarak göç alan Adana’da oluşturulan gettolar, gecekondu mahalleleri işsizlik ve gelir durumu açısından kenti aşağı sıralara çekmeye devam ediyor. Şehrin ekonomisi çökerken sosyal doku da hızla kayboluyor..

Ve hiç kimse Adana için kalıcı çözümler üretmiyor, elini taşın altına koymayarak temelinden birkaç tuğla daha eksilmesine katkı koyuyor..

Yerelden genele uzanan yönetimlere bir bakın..

Bu kentin işsiz, mutsuz insanlarını topluma kazandıracak, uyuşturucunun önüne geçecek, toplumsal bir tek projeleri yok..

Tarımın ve sanayinin yok edilmesine yol açan ekonomik uygulamalar nedeniyle kapanan fabrikaların yeniden açılmasına ilişkin bir tek atılım yok..

Yerel yöneticiler yakınmaktan ve fakir edebiyatı yapmaktan istihdamın önünü açamıyor..

On binlerce işçinin çalıştığı fabrikalar kapandı, tarım birlikleri tasfiye edildi, Çukobirlik’in kapısına kilit vuruldu..

Adana sus pus..

Çünkü Adana, kentin talan edilmesi temelli bir anlayışla yönetildiği için kaynaklarımız çeteler ve mafyaya peşkeş çekiliyor. Şaibeli işlerde uzman bürokrasi kirli siyaset ve onun arkasını dayadığı mafyaya hizmetten çekinmiyor..

Sonra Sedat Peker çıkıyor önce uyuşturucuya dikkat çekiyor  ardından Mit tırları ile ilgili konuyu yeniden açıyor..

Hani şu Adana’da bulunan ama ısrarla inkar ettikleri yardım tırları(!)..

Son bomba daha da düşündürücü..

Sancaklar!..

Ve tabii Demirspor şampiyonluğu..

Adana’yı sokağa döken kupa ile kentin ağzına çalınan bir parmak bal!..

Bu şampiyonluğun tesadüf olmadığını söylediğimizde inanmayanlara, akıl tutulması yaşayanlara kapak olsun..

Adana bir kez daha başrolde ama hangi bedel karşılığında?..

Sevincimiz kursakta, şampiyonluk şaibede kaldıkça..

Kimin ne kadar kirli olduğu bir yana da..

Bu Başrol Yiğit Adana’ya yakışmadı be!..