CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının, teşkilat yapısı olarak gıda denetimlerini gerektiği gibi yapamadığını belirterek, bu konuda belediyelerin yeniden yetkilendirilmesinin zaruri hale geldiğini söyledi.
GIDA TERÖRÜNE KARŞI YENİ DÜZENLEME ŞART
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, her geçen yıl yıl biraz daha artış gösteren ve merdiven altı tesislerin çığ gibi çoğaldığı ülkemizde gıda terörünün önüne geçebilmek için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
YETKİ BAKANLIKTA
Gıda denetimlerinin Tarım ve Orman Bakanlığının uhdesinde yapıldığını anımsatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bakanlığının, imalatçıların piyasaya arz ettiği ve raftaki ürünlerin kontrol ve denetiminden sorumlu olduğunu vurguladı.
Gıda denetimlerinde yetkinin 2004 yılından önce belediyelerde olduğunu hatırlatan Gürer, 2004’de ve 2011’de yapılan düzenlemelerde, yetkinin tamamen Tarım ve Orman Bakanlığına verildiğini belirtti.
BAKANLIĞIN TEŞKİLAT YAPISI
DENETİMLER İÇİN YETERLİ DEĞİL
Tarım ve Orman Bakanlığının bünyesinde, gıda denetimi yapabilecek yeterli kadronun olmadığına da değinen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bakanlığın illerde ve ilçelerdeki teşkilat yapılarını görüyoruz. İl ve İlçelerdeki teşkilatlara o kadar çok yük verilmiş ki, hem tarımla, hem ormanla ve hem gıdayla birlikte çalıştırılabilecek kadrolar oluşturulmamış” dedi.
DAVUL-ZURNA EŞLİĞİNDE DENETİM Mİ OLUR?
Ülkemizde gıda denetimlerinin daha çok ihbar ve şikayetlerle yapıldığına dikkat çeken CHP Milletvekili Gürer, “Bazen Bakan açıklama yapıyor, davul-zurna eşliğinde denetim yapılıyor. Denetim dediğiniz gizli olur. Kamuoyunun bilgisine sunulan denetimlerde hileli ürün üretenler, taklit ve tağşiş yapanlar hemen tedbirini alıyor, O zaman denetimlere gidildiğinde, önceden bilgisi olanlar tedbir aldığı için denetimlerde sorun çıkmıyor ve her şey güllük gülistanlık gibi görünüyor” diye konuştu.
DENETİMLER HABERSİZ YAPILMALI
Denetimlerin habersiz yapılması gerektiğine işaret eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Biz, ‘bu ülkede ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz’ dediğimiz zaman, ‘böyle bir şey yok’ diyorlar. Ama piyasada süt kullanılmadan yapılan peynire, sadece şeker olan bala rastlanıyor. Et ve süt ürünlerinde taklit ve tağşiş edilmiş ürünler görülüyor” şeklinde konuştu.
İŞİNİ İYİ YAPAN İŞLETMELER KORUNMALI
Denetimlerde ortaya çıkanların sadece işin görünen kısmı olduğunu ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Akıl almaz hileler yapılıyor. Merdiven altı üretim yerleriyle ilgili çok denetim yok. Kurumsallaşmış yapıların dışında, üretim yerlerinin sürekli ve düzenli denetlenmesi şart. İşini dürüst yapan işletmeler korunmalı. Bunların mağdur olmaması için hileli ve taklit ürün üretenler elenmeli” dedi.
SENTETİK TATLANDIRICILAR SAĞLIĞA ZARARLI
Şekerpancarı varken, nişasta bazlı şurubun (NBŞ) kullanılmasına izin verildiğini, bilim insanları tarafından sağlık açısından ciddi tehlikeler yaratabileceği açıklanmasına rağmen sentetik tatlandırıcıların kullanımının da 2015’ten bu yana serbest olduğunu anlatan Gürer, bu konuda yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtti.
PORTÖR MUAYENELERİ VE AKCİĞER FİLMLERİ
Gıda üretim yerleri ile fırınlarda çalışanların portör ve akciğer filmlerinin 6 ayda bir düzenli şekilde yapılırken, geçtiğimiz yıllarda yapılan düzenleme ile bu yetkinin işletmecilere devredildiğini anımsatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu konuda yeniden bir düzenleme yapılıp, portör muayeneleri ve akciğer filmlerinin çekimlerinin düzenli bir şekilde yapılmasına ve bunların kontrolünün sağlanmasına olanak tanınması gerektiğini ifade etti.
BELEDİYELERE YETKİ VERİLMELİ
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, gıda denetiminde yeniden belediyelere yetki verilmesi, belediyelerde katıla laboratuvarların ise yeniden açılarak şüphe uyandıran ürünler için vatandaşların belediyeye giderek denetimlerin yapılabilir olmasının yolunun açılması gerektiğini kaydetti.
DENETİM YOKSA CEZA ARTIRIMININ ANLAMI DA YOK
Taklit ve tağşiş ürünlerde ilgili cezai müeyyidelerin artırılmasına da değinen Ömer Fethi Gürer, denetimlerin yeterince yapılamadığı bir ortamda cezaların artırılmış olmasının çok da anlamlı olmayacağını sözlerine ekledi.