Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis’te Ukrayna-Rusya arasındaki gerilime dikkat çekerek savaşa karşı herkesi barış talebini yükseltmeye çağırdı. Ülke tarımı, çiftçisi ve ekonomisinin sorunlarına değinerek iktidarı eleştiren Ayhan Barut, “AKP eliyle açlık, yoksulluk, sefalet, çaresizlik, zam ve yaşam darlığı gün geçtikçe büyüyor. Üreticisinden esnafına, emeklisinden işçisine, işsizinden memuruna herkes ekonomik yangın içinde boğuluyor. Bu yangına sebep olanlar çözüm adına adım atmadığı gibi sürekli de krizi derinleştiriyor” dedi.
ATATÜRK’Ü ANARAK BARIŞ İSTEDİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda CHP Grubu adına kürsüye çıkan Ayhan Barut, “Ukrayna ve Rusya odaklı gerilim sürecine bakınca ülkemizi görkemli bir kurtuluş mücadelesiyle bağımsızlığa kavuşturan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sözünün önemini bir kez daha vurgulamak gerekiyor. ‘Savaşın kazananı olmaz’ gerçeğinden hareketle güney sınırlarımızın ardından, Karadeniz kıyılarında yaşanan savaş ortamının bir an önce son bulmasını diliyoruz” diye konuştu.
“BU ADIMLARLA UCUZA GIDA TÜKETMEK HAYALDİR”
AKP eliyle açlık, yoksulluk, sefalet, çaresizlik, zam ve yaşam darlığının gün geçtikçe büyüdüğüne dikkat çeken Ayhan Barut, şöyle devam etti:
“Üreticisinden esnafına, emeklisinden işçisine, işsizinden memuruna herkes ekonomik yangın içinde boğuluyor. Bu yangına sebep olanlar çözüm adına adım atmadığı gibi sürekli de krizi derinleştiriyor. Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi’nde yüzde 52’ye ulaşan yıllık seviye korkutucudur. ÜFE yükselişi tüketiciye gıda enflasyonu olarak geri dönüyor. Adeta kısır döngüye dönüşen bu sürece çözüm üretemiyorlar. Bu artışa karşın çiftçi de kazanamıyor, çünkü üreticinin kullandığı girdiler çeşidine göre yüzde 100 ila yüzde 300 arası arttı. Bu nedenle, üretici borç yükü altında ezilmektedir. Öyle ki özellikle bu dönemde maliyetler her gün artıyor, tüketici de pahalıya almak zorunda bırakılarak cezalandırılıyor. Artan gübre, yem, mazot, elektrik gibi; zirai ilaç, tohum, işçilik, kredi faizleri çiftçinin belini bükerken tüketiciler de feryat ediyor. Gıda ürünlerinde yüzde 7’lik KDV indirimi gibi göstermelik adımlar ise sorunu çözmüyor. Tarımda üreten rahatlatılıp kazancı artırılmazsa ucuza gıda tüketmek de hayal görünüyor. Gelin, yol yakınken üretim ve çiftçi odaklı adımlar atın.
“MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR”
Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu karanlık tabloya ışık tutan Ayhan Barut, şöyle konuştu:
“Ülkemizde bireysel kredi ve bireysel kredi kartından dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 4.1 milyona ulaştı. Yaklaşık 35 milyon kişinin bireysel kredi ve kredi kartı borcu 1 trilyon 17 milyar liraya yükselmiş. Geniş tanımlı işsizlik seviyesi ise yüzde 20’lere dayandı. İcra dairelerinde yaklaşık 23 milyon civarında icra dosyası bulunmaktadır. İktidarın pembe boyacısı TÜİK ise enflasyon oranını 2022 yılının Ocak ayında yüzde 48.69 çıktığını söylüyor. Fahiş zamlar gerçeği ortaya koyuyor ama bağımsız kuruluşların açıkladığı yıllık enflasyon yüzde 114.87 olarak hesaplanıyor. Mızrak çuvala sığmıyor, halkın içine düşürüldüğü sefalet ortamı, elektrik ve doğal gaz faturalarından kiralara; borçlardan artan ekmek fiyatlarına kadar her şeyden net olarak ortaya çıktı ve görülüyor. Türk lirası ise sürekli değer kaybediyor.”
“YAPISAL ADIMLAR ATILMALI”
Yüksek enflasyonun, açlık, yoksulluk işsizlik demek olduğunu belirten Ayhan Barut, şunları kaydetti:
“İktidar mensupları, ‘Tek adam rejimi’ deyince kızıyor, şimdi ‘şahsım hükümeti’ diyelim, onlar hiç oralı olmuyor. Uzmanların da dile getirdiği paranın gücünü üretim belirler ancak kimse bu gerçeğin gereğini yerine getirmiyor. Uzmanların enflasyon sorununu çözmek için ifade ettiği gibi para politikası, maliye politikası ve belli sektörlerde ihtiyaç olan üretimi destekleyecek yapısal değişimle ilgili kıllarını bile kıpırdatmıyorlar. Fiyatlara vergi üzerinden müdahale ederek çözüm üreteceklerini sananlar aldanıyor, gerçeğin sesine kulak verin. Çözüm istiyorsanız yapısal adımlar atın, demokrasi, adalet ve hukukun önündeki engelleri, baskı politikalarını bırakın, tarımdan sanayiye her alanda üretimi ve üreticiyi esas alan uygulamalara imza atın, insan haklarına saygılı olun, demokrasi ve adalete olan güveni tesis edin.”