Etkileriyle Türkiye’yi derinden sarsan Marmara depreminin 22. Yılı nedeniyle açıklama yapan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, son yaşanan sel ve heyelan gibi afetlerin; ülkenin doğa olaylarına karşı savunmasız olduğu gerçeğini gösterdiğini, acil olarak “Afet Mevzuatı”nın yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 22’inci yıl dönümünde doğa kaynaklı afetlerin sürdüğünü kaydeden JMO Adana Şube Başkanı Tatar, “Batı Karadeniz’de 10-11 Ağustos’ta etkili olan yağış sonucunda meydana gelen sel baskını ve heyelan nedeniyle onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve büyük boyutlarda maddi hasar oluşmuştur. Bu bize hatırlatıyor ki; tam 17 Ağustos Depreminin yıldönümünde yaşanan bu afet, doğa kaynaklı afetlerin süreceğidir. Bu bilinçle hareket edilmesi gerekiyor” dedi.
AFETLER CAN VE MAL KAYIPLARINA NEDEN OLDU
Türkiye’nin Ocak 2020 ile 17 Ağustos 2021” tarihleri arasında geçen yaklaşık bir buçuk yıllık zaman dilimi içerisinde sel baskınları, yangınlar, kuraklık, Marmara’da Müsilaj gibi farklı afet türleri ile karşı karşıya kalındığını anımsatan Tatar, “Bu afetlerde çok sayıda can kaybı yaşandı. Konut, işyeri, sanat eserleri ve büyük tesisler zarar gördü. Yaşanan bu afetlerden dolayı ülkemiz son bir buçuk yılda 50 milyar liranın üzerinde ekonomik kayıpla da karşı karşıya kalmıştır” diye konuştu.
YAŞAM ALANLARI AFETLERE KARŞI KORUNMALI
Deprem/afetler karşısında risk havuzu haline gelen yaşam alanlarının, afetlere karşı korunması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğine vurgu yapan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar şu görüşleri paylaştı;
“Ülke insanımızın hala, “risk havuzuna” dönüşmüş yaşam alanlarında yaşamak zorunda bırakıldığı, 17 Ağustos depreminde, görevde olan 57’nci Hükümetten sonra göreve gelen 9 Hükümette aynı şeyi yaparak deprem/afet gerçeğini unuttu, unutturdu. İktidarların “İmar Barışı”, “Fay Zonları, Dere Yatakları ile Heyelanlı Alanları Yapılaşmaya Açan Uygulamaları” gibi deprem/afet güvenliğini hiçe sayan uygulamaları ile afet bilincinin son kırıntıları da toplumsal bellekten silinmiş oldu.
BÜTÜNLEŞİK AFET YÖNETİMİ
62 yıl önce hazırlanmış olan ve günümüz ihtiyaçlarını karşılamayan 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun”un, risk azaltma odaklı; bütünleşik bir afet yönetiminin ana hatlarını içerecek şekilde düzenlenecek bir “çatı yasa” altında yeniden yapılandırılmalıdır. Referans olacak bir “FAY YASASI” kazandırılmalı; planlama ve yapılaşma açısından “Diri Fay Haritası”, “Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesi”, “Kuraklık”, “Taşkın Tehlike ve Risk Haritalarının” kullanımı gibi farklı afet türlerine ilişkin tedbirlerin alınmasını sağlayacak alt mevzuat düzenlemeleri acilen gerçekleştirilmelidir
BELEDİYELER ETKİN DENETİM YAPMALI
Belediyeler tarafından gelir kaynağı haline dönüştürülen yapı ruhsat harçları, amacına uygun olarak sağlıklı ve afet/depremlere karşı dirençli yapıların yapılmasını sağlayacak, etüt ve projelerin yerinde denetimini etkin şekilde yerine getirecek personel ve kurumsal altyapının geliştirilmesi amacıyla kullanılmalıdır”